Toplum

Türkiye’deki Cemaat ve Tarikatlar Üzerine Kapsamlı Bir Analiz

Kavramlar, Kökenler ve Modern Türkiye’deki Yerleri

Türkiye’nin toplumsal ve siyasi dokusunu anlamak, genellikle göz önünde olmayan ancak derin etkilere sahip aktörleri, yani cemaat ve tarikatları analiz etmeden mümkün değildir. Bu yapılar, Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras alınan köklü bir geçmişe sahip olup, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte yasal statülerini kaybetmelerine rağmen, farklı formlarda varlıklarını sürdürmüş ve günümüzde siyasetten ekonomiye, eğitimden sosyal hayata kadar geniş bir yelpazede nüfuz sahibi olmuşlardır. Bu rapor, söz konusu yapıların tarihsel kökenlerini, temel kavramlarını, Türkiye’deki başlıca örneklerini, toplumsal ve siyasi etkilerini ve halk nezdindeki algılarını kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.

Tarikat ve Cemaat: Tanımlar, Farklılıklar ve Tarihsel Kökenler

Kamuoyunda sıklıkla birbirinin yerine kullanılan “tarikat” ve “cemaat” kavramları, hem tarihsel köken hem de işlevsel yapı bakımından önemli farklılıklar barındırmaktadır. Türk Dil Kurumu’na göre “tarikat”, aynı din içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, Tanrı’ya ulaşma yollarından her biridir. Tarihsel olarak tarikatlar, kökleri tasavvufa dayanan, genellikle bir pîr veya şeyh etrafında şekillenen ve feodal dönemde oluşmuş kurumlardır.  

“Cemaat” ise daha modern bir olgudur. Genellikle 20. yüzyılda, kapitalist gelişmenin yarattığı toplumsal değişimler içinde mevcut bir tarikattan doğarak ortaya çıkmışlardır. Bu yapılar, tarihsel Sünni oluşumlar silsilesinde birbirini takip eden bir hiyerarşi içinde değerlendirilebilir: Mezhepler Sünnidir; tarikatlar hem Sünni hem de belirli bir mezhebe (örneğin Hanefi) bağlıdır; cemaatler ise hem Sünni hem de belirli bir mezhep ve tarikata (örneğin Sünni-Hanefi-Nakşi) mensuptur. Her yeni oluşum, bir öncekini içerirken daha dar bir kitleyi kapsar ve kitleyi böler.  

İşlevsel olarak da bu iki yapı arasında belirgin bir ayrım gözlemlenmektedir. Tarikatlar geleneksel dini kurumlara benzerken, cemaatler modern sivil toplum örgütlerine (STÖ) daha yakın bir yapı ve işlev sergilemektedir. Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi ve özellikle 1925 tarihli 677 sayılı kanunla tarikatların resmen yasaklanması, bu yapıları varoluşsal bir tehditle karşı karşıya bırakmıştır. Hayatta kalabilmek için bu yapılar adapte olmak zorundaydı. Bu adaptasyon, yasal olarak tehlikeli hale gelen “tarikat” terimi yerine, daha az kurumsal ve tehditkâr bir alternatif sunan “cemaat” (topluluk) kavramının benimsenmesiyle kendini gösterdi. Zamanla bu cemaatler, yasal bir kılıf olarak “vakıf” ve “dernek” statülerini kullanarak modern toplum içinde kendilerine yer açmışlardır. Bu dönüşüm, devletin yasaklayıcı politikalarına karşı geliştirilmiş bir hayatta kalma ve adaptasyon stratejisinin doğrudan bir sonucudur.  

Osmanlı Mirası ve Cumhuriyet Kırılması

Osmanlı Devleti’nde tarikatlar, toplumsal hayatın merkezinde yer alan, siyasi, kültürel ve dini yaşamı şekillendiren kurumlardı. Devletin kuruluş harcında Şeyh Edebali gibi bir sufi figürünün bulunuşu, tarikatların devlet nezdindeki önemini simgeler. Osmanlı, devletin bekasını ve nizam-ı âlemi, Ehl-i Sünnet ve cemaat mezhebine, özellikle de Sünni (Mâtürîdî)/Hanefî anlayışına riayetle mümkün görmüş, bu çerçevede tarikat ve şeyhler önemli vazifeler icra etmiştir. Ülkedeki en yaygın tarikatlar Nakşibendiyye ve Kadiriyye idi.  

Ancak devlet-tarikat ilişkisi her zaman uyumlu olmamıştır. Devlet, kendi otoritesine tehdit olarak gördüğü veya Sünni ortodoksiye aykırı bulduğu gruplarla zaman zaman çatışmıştır. XV. yüzyılda Şeyh Bedreddin hareketi, XVII. yüzyılda Melamiler ve XIX. yüzyılda Yeniçerilerle birlikte tasfiye edilen Bektaşiler, bu çatışmalı ilişkinin en bilinen örnekleridir. Devlet, özellikle Tanzimat döneminden itibaren tarikatları kontrol altına alma ve düzenleme çabasına girmiştir. 1860’larda Şeyhülislamlığa bağlı olarak kurulan Meclis-i Meşâyih (Şeyhler Meclisi), tasavvufi hayatın seviyesini yükseltme ve merkezi denetimi sağlama amacını taşıyordu. Bu kurum, şeyh atamalarından yeni tekkelerin kurulmasına kadar birçok alanda düzenlemeler getirerek devletin bu yapılar üzerindeki kontrolünü artırma niyetini ortaya koymuştur.  

Kurucu Yasa: 677 Sayılı Kanun ve Laiklik İlkesi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte tarikatlara yönelik devlet politikası köklü bir değişime uğradı. Laiklik ilkesini temel alan yeni rejim, bu yapıları toplumsal ilerlemenin önünde bir engel olarak gördü. Bu yaklaşımın en somut adımı, 30 Kasım 1925’te kabul edilen 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Bir Takım Unvanların Yasaklanmasına İlişkin Kanun” oldu.  

Bu kanun, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm tekke ve zaviyeleri kapattı. Daha da önemlisi, sadece kurumları değil, “şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik” gibi unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve özel kıyafetlerin giyilmesini de yasakladı. Mustafa Kemal Atatürk, bu devrimin gerekçesini Kastamonu nutkunda şu sözlerle net bir şekilde ortaya koymuştur: “Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır… Tekkeler mutlaka kapanmalıdır”.  

Bu kanun, sıradan bir yasa olmanın ötesinde, Anayasa’nın 174. maddesi ile koruma altına alınmış bir “devrim kanunu” niteliğindedir. Bu hukuki statü, kanunun bugün de yürürlükte olduğu ve değiştirilemeyeceği anlamına gelir. Dolayısıyla, günümüzde “tarikat” veya “cemaat” adı altında faaliyet gösteren tüm yapıların varlığı, yasal bir zeminden ziyade fiili bir duruma dayanmaktadır ve bu durum, anayasal düzlemde bir çelişki yaratmaktadır.  

Türkiye’deki Başlıca Cemaat ve Tarikatların Panoraması

Türkiye’deki dini gruplar, kökenleri, yapıları, siyaset ve ekonomiyle kurdukları ilişkiler bakımından büyük bir çeşitlilik arz eder. Ancak bu karmaşık manzaranın merkezinde, tarihsel derinliği ve güncel nüfuzuyla Nakşibendi tarikatı ve ondan türeyen cemaatler yer almaktadır.

Ana Damar: Nakşibendi Tarikatı ve Türkiye Kolları

Nakşibendilik, kökeni XIV. yüzyılda Orta Asya’da yaşamış olan Bahaeddin Nakşibend’e dayanan, Türkiye’deki en yaygın, en fazla kola ve mürit sayısına sahip, siyasetle en iç içe geçmiş tarikattır. Tarihsel olarak şeriata bağlılığa verdiği önem ve genellikle devletle uyumlu yapısı, onu diğer sufi ekollerden ayırmıştır. Osmanlı döneminde devletin Sünni-Hanefi eksenini destekleyen bir unsur olarak görülmesi , Cumhuriyet döneminde ise siyasi pragmatizmi sayesinde çeşitli sağ ve muhafazakâr iktidarlarla zımni ittifaklar kurabilmesi, bu tarikatın Türkiye’deki orantısız etkisini açıklamaktadır. Diğer tarikatların (Bektaşilik gibi) muhalif duruşları nedeniyle baskı gördüğü dönemlerde bile Nakşibendilik, devlet güç yapılarıyla daha uyumlu bir ilişki kurarak varlığını ve nüfuzunu sürdürmüştür. Türkiye’de Nakşibendiliğin en etkin kolu, Mevlânâ Hâlid el-Bağdâdî’ye dayanan Hâlidiyye’dir ve günümüzdeki büyük cemaatlerin neredeyse tamamı bu koldan gelmektedir.  

Siyasi Gelenek: İskenderpaşa Cemaati

Nakşibendiliğin Hâlidî kolunun Gümüşhânevî Dergâhı’na dayanan İskenderpaşa Cemaati, adını, lideri Mehmet Zahid Kotku’nun 1958’de imam olarak atandığı Fatih’teki İskender Paşa Camii’nden alır. Cemaat, Türkiye’de siyasal İslam’ın şekillenmesinde merkezi bir rol oynamıştır. Kotku’nun liderliğinde, aralarında Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Recai Kutan gibi isimlerin de bulunduğu birçok siyasetçi ve bürokrat bu çevrede yetişmiştir.  

Cemaatin siyasetle ilişkisi, özellikle Erbakan liderliğindeki Milli Görüş hareketinin doğuşunda somutlaşmıştır. Kotku, Milli Nizam Partisi (MNP) ve Milli Selamet Partisi’nin (MSP) kuruluşuna ve faaliyetlerine açık destek vermiştir. Kotku’nun 1980’de vefatının ardından yerine geçen damadı Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan döneminde cemaat, Erbakan ile yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu Milli Görüş’ten desteğini çekmiş ve partiler üstü bir politika izlemeye yönelmiştir. Coşan’ın 2001’de vefatıyla liderliği devralan oğlu Muharrem Nureddin Coşan döneminde ise cemaat, konjonktüre göre bazen MHP’yi, bazen de AK Parti’yi destekleyerek pragmatik siyasi tavrını sürdürmüştür. Cemaatle ilişkili olduğu bilinen isimler arasında Recep Tayyip Erdoğan ve Yıldırım Akbulut gibi siyasetçiler de bulunmaktadır.  

Toplumsal Baskıdan Holdingleşmeye: Menzil Cemaati

Yine Nakşibendiliğin Hâlidî koluna bağlı olan Menzil Cemaati, adını merkezinin bulunduğu Adıyaman’ın Kâhta ilçesine bağlı Menzil köyünden alır. Abdulhakim Erol tarafından kurulan cemaat, özellikle 1980 askeri darbesi sırasında devlete destek veren bir tavır sergilemesiyle hızla büyümüş ve geniş kitlelere ulaşmıştır. Cemaat, dini bir yapı olmanın ötesinde, devasa bir ekonomik imparatorluğa dönüşmüştür.  

Semerkand Vakfı çatısı altında toplanan ve “Semerkand Holding” olarak da anılan bu yapı; medya (Semerkand TV, Radyo 15, çeşitli dergiler), yayıncılık, eğitim (okullar ve yurtlar), sağlık (hastaneler), turizm (hac-umre şirketleri) ve inşaat gibi birçok alanda faaliyet gösteren şirketlere sahiptir. Ayrıca, cemaate bağlı iş insanlarının kurduğu Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) ve uluslararası alanda faaliyet gösteren Beşir Derneği gibi kuruluşlar, cemaatin ekonomik ve sosyal ağını daha da genişletmektedir. Cemaatin lideri Abdülbaki Erol’un Temmuz 2023’te vefat etmesinin ardından, cemaat mirası ve liderliği oğulları arasında bölünmüştür. Ana kol Semerkand Vakfı etrafında toplanırken, diğer oğulların liderliğinde Serhendi ve Buhara Vakıfları adıyla yeni gruplar ortaya çıkmıştır.  

Gelenek ve Modernite Arasında: İsmailağa Cemaati

İstanbul Fatih’in Çarşamba semtindeki İsmailağa Camii merkezli olan cemaat, Nakşibendiliğin Hâlidî koluna bağlıdır ve kurucusu Mahmut Ustaosmanoğlu’dur. İsmailağa, erkek üyelerinin giydiği cübbe, şalvar ve sarık; kadın üyelerinin giydiği çarşaf gibi geleneksel kıyafetleriyle kamusal alanda en görünür ve ayırt edici dini gruplardan biridir. Kendilerini bir “ilim ve kardeşlik cemiyeti” olarak tanımlayan cemaat, Ehl-i Sünnet anlayışını katı bir şekilde savunur.  

Mahmut Ustaosmanoğlu’nun 2022’de vefatının ardından yerine vekil olarak Hasan Kılıç, onun da 2024’te vefatıyla Ahmet Fikri Doğan cemaatin yeni lideri olmuştur. Cemaat, geçmişte ve günümüzde çeşitli tartışmalı olaylarla gündeme gelmiştir. Bunlar arasında cemaat içi cinayetler (Ustaosmanoğlu’nun damadı Hızır Ali Muratoğlu’nun 1998’de öldürülmesi) ve cemaate bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki bir çocuğun yıllarca cinsel istismara maruz kaldığı skandalı kamuoyunda büyük tepki çekmiştir.  

Kur’an Kurslarından Uluslararası Ağa: Süleymancılar

Süleymancılar, adını kurucusu ve “üstad” olarak kabul ettikleri Süleyman Hilmi Tunahan’dan alan, Nakşi eğilimli bir cemaattir. Cemaatin ortaya çıkışı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreselerin kapatılması sonucu oluşan din eğitimi boşluğunu doldurma misyonuna dayanır. Tunahan, bu dönemde gizli ve zor şartlar altında Kur’an ve temel dini bilgiler öğretimi faaliyetlerine başlamıştır.  

Cemaatin temel yapılanması, Türkiye ve yurt dışında (özellikle Almanya’da) kurdukları binlerce öğrenci yurdu ve Kur’an kursu ağı üzerine kuruludur. Bu yurtlar, özellikle Anadolu’dan büyük şehirlere okumaya gelen yoksul öğrenciler için önemli bir barınma imkânı sağlamıştır. Siyasetle doğrudan angaje olmaktan kaçınmakla birlikte, özellikle sağ partilerle her zaman yakın ilişkiler kurarak kendi faaliyet alanlarını koruma ve genişletme stratejisi izlemişlerdir. Cemaatin mevcut liderinin 2016’dan beri Alihan Kuriş olduğu belirtilmektedir.  

Metin Merkezli Bir Hareket: Nur Cemaati ve Kolları

Nur Cemaati, Said Nursi’nin (1878-1960) kaleme aldığı Risale-i Nur Külliyatı adlı Kur’an tefsiri etrafında şekillenen İslami bir harekettir. Bu hareketin en temel özelliği, lider veya şeyh merkezli bir tarikat yapısından ziyade, eser merkezli bir “cemaat” olma iddiasıdır. Said Nursi, kendisinin bir şeyh olmadığını, mesleklerinin tarikat değil “uhuvvet” (kardeşlik) olduğunu ve mürşitliğin Risale-i Nur’un manevi şahsiyetine ait olduğunu defaatle vurgulamıştır.  

Cemaatin temel ilkeleri; siyasetle fiilen ilgilenmemek, daima “müspet hareket etmek” (yıkıcı değil, yapıcı olmak), her eylemde yalnızca Allah’ın rızasını gözetmek ve hiyerarşik bir yapı kurmamak olarak özetlenebilir. Ancak Said Nursi’nin 1960’ta vefatının ardından, bu ilkelerin yorumlanması, hizmet metotları ve siyasi olaylara bakış açısındaki farklılıklar nedeniyle cemaat içinde çok sayıda bölünme yaşanmıştır. İlk olarak Risale-i Nurların Arap harfleriyle yazılmasını savunan “Yazıcılar” ve Latin harfleriyle basılıp okunmasını savunan “Okuyucular” olarak ikiye ayrılan hareket, zamanla onlarca farklı gruba bölünmüştür. Bunlar arasında Yeni Asyacılar, Kırkıncı Hocacılar, Işıkçılar, Aczimendiler ve daha sonra devleti ele geçirme girişimiyle bir terör örgütüne dönüşen Fethullah Gülen (FETÖ) yapılanması gibi gruplar bulunmaktadır.  

Diğer Etkili Ekoller

Türkiye’de Nakşibendilik kadar yaygın olmasa da köklü bir geçmişe ve önemli bir takipçi kitlesine sahip başka tarikatlar da mevcuttur. Bunların başında, kurucusu Abdülkadir Geylani olan ve sesli zikir (cehrî zikir) yapmalarıyla bilinen Kadiri Tarikatı gelmektedir. Kadiriliğin Türkiye’de Galibiler ve merhum Haydar Baş’ın liderliğini yaptığı İcmalciler gibi çeşitli kolları bulunmaktadır. Bir diğer önemli ekol ise  

Halveti Tarikatı‘dır. Özellikle Osmanlı döneminde çok etkili olan Halvetiliğin günümüzde Cerrahiler, Uşşakiler, Şabaniye gibi alt kolları faaliyetlerini sürdürmektedir.  

Aşağıdaki tablo, Türkiye’deki başlıca dini grupların temel özelliklerini özetleyerek karmaşık manzarayı daha anlaşılır kılmayı amaçlamaktadır.

Türkiye’deki Başlıca Dini Grupların Profili

Toplumsal Etkileşim: İşlevler, Eleştiriler ve Kamuoyu Algısı

Cemaat ve tarikatların Türkiye toplumundaki varlığı, hem olumlu sosyal işlevler üstlenen hem de ciddi eleştirilere maruz kalan ikili bir karakter sergilemektedir. Bu yapıların toplumsal etkileşimini anlamak için, sundukları faydalar ile yarattıkları sorunları ve halkın bu konudaki algısını bir arada değerlendirmek gerekir.

Cemaatlerin Toplumsal İşlevleri: Dayanışma, Kimlik ve Refah

Bu dini gruplar, özellikle modernleşme ve kentleşme süreçlerinin yarattığı boşlukları doldurarak önemli sosyal işlevler üstlenmişlerdir. Bireyler için bir kimlik ve aidiyet duygusu sunarak modern toplumun getirdiği yalnızlık ve yabancılaşmaya karşı bir sığınak görevi görürler. Grup içi dayanışma ağları, üyelerine hem manevi hem de maddi bir güvenlik ağı sağlar. Bu yapılar, özellikle devletin yetersiz kaldığı alanlarda bir nevi sivil toplum hizmeti ifa etmektedir.  

En somut işlevlerinden biri eğitim ve barınma alanındadır. Özellikle Süleymancılar ve Nur Cemaati gibi gruplar, kurdukları yurtlar ve evler aracılığıyla, kırsaldan şehirlere eğitim için gelen ve barınma sorunu yaşayan on binlerce öğrenciye imkân sağlamaktadır. Bu yurtlar, sadece barınma değil, aynı zamanda burs, yemek ve sosyal çevre gibi olanaklar da sunar. Bunun yanı sıra, Menzil’e bağlı Beşir Derneği gibi yapılar, aşevleri, gıda yardımları ve afet bölgelerindeki faaliyetleriyle geniş kitlelere ulaşan insani yardım organizasyonları yürütmektedir. Bu hizmetler, cemaatlerin toplum nezdinde meşruiyet kazanmalarında ve tabanlarını genişletmelerinde kilit bir rol oynamaktadır.  

Eleştirel Bir Bakış: Bireysel Özgürlük, Grup Baskısı ve Dinin Araçsallaştırılması

Cemaatlerin sağladığı bu faydaların yanında, yapısal özelliklerinden kaynaklanan ciddi olumsuzluklar da bulunmaktadır. Sosyolojik açıdan en temel eleştirilerden biri, bu yapıların bireyin özgür düşünce ve eleştiri yeteneğini köreltme potansiyelidir. Grup liderine veya “şeyh”e atfedilen mutlak otorite ve sorgulanamazlık, üyelerin tam bir itaatle güdülenen bireylere dönüşmesine yol açabilir.  

Kohlbergci ahlak kuramına göre, bu tür kapalı gruplarda ahlaki doğru ve yanlış, grubun çıkarlarına göre belirlenme eğilimindedir. “Bize faydalı olan doğru, bizden olan haklıdır” şeklindeki bir ahlak anlayışı, grup dışındakilere karşı dışlayıcı ve ötekileştirici bir tutumu besleyebilir. Bu durum, toplumsal bütünleşme yerine mikro-milliyetçi ve kutuplaştırıcı bir etki yaratır.  

En ciddi eleştiri ise dinin araçsallaştırılmasıdır. Dini değerler ve kavramlar, siyasi nüfuz elde etmek, ekonomik güç biriktirmek veya devlette kadrolaşmak gibi dünyevi hedeflere ulaşmak için bir araç olarak kullanılabilmektedir. Cemaatlerin zamanla devasa holdinglere dönüşmesi, siyasi partilerle pazarlıklar yapması ve kamu kaynaklarından usulsüz bir şekilde faydalanması, bu “din istismarı” eleştirilerinin temelini oluşturmaktadır. 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün gerçekleştirdiği darbe girişimi, bu araçsallaştırmanın en trajik ve yıkıcı örneği olarak tarihe geçmiştir.  

Halkın Gözünden: Anket Verileri Işığında Cemaatlere Güven

Türkiye toplumunda yüksek düzeyde bir dindarlık beyanına rağmen, organize dini yapılar olan cemaat ve tarikatlara karşı yaygın bir güvensizlik ve şüphe hakimdir. Bu durum, halkın kişisel inancıyla bu grupların siyasi-ekonomik faaliyetleri arasına bir ayrım koyduğunu göstermektedir.

İstanbul Politikalar Merkezi’nin (IPC) 2023 tarihli araştırmasına göre, halkın %59.5’i dini tarikat ve cemaatlere “güvenmediğini” belirtmiştir. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Optimar araştırma şirketinin bir anketinde ise “Cemaat ve tarikatlar toplum için zararlıdır, yasaklanmalı” diyenlerin oranı %57.2 gibi yüksek bir seviyededir. Benzer şekilde, Türkiye Raporu’nun bir araştırması, katılımcıların %57’sinin “tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine hiçbir şekilde izin verilmemesi” gerektiğini düşündüğünü ortaya koymuştur.  

Bu yapıların denetlenmesi konusunda ise toplumsal bir mutabakat olduğu görülmektedir. MAK Danışmanlık anketine göre halkın %50’si, Türkiye Raporu’na göre ise %64’ü bu grupların devlet tarafından denetlenmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu yaygın güvensizliğin ve denetim talebinin arkasındaki en önemli faktörlerden biri, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimidir. Bu olay, denetimsiz ve şeffaf olmayan dini yapıların ne tür tehlikeler barındırabileceğini toplumun geniş kesimleri için somut bir şekilde göstermiştir. Anketler, halkın önemli bir bölümünün bu tür yapılara üye olmadığını da göstermektedir; MAK anketinde bu oran %60 olarak tespit edilmiştir. Bu veriler, Türk halkının dindar olmakla birlikte, organize, siyasallaşmış ve ekonomik güç haline gelmiş dini gruplara karşı mesafeli ve eleştirel bir duruş sergilediğini ortaya koymaktadır.  

Cemaat ve Tarikatlara Yönelik Kamuoyu Algısı

Bölüm 3: Siyaset, Bürokrasi ve Ekonomi Üçgeni

Türkiye’deki cemaat ve tarikatların modern dönemdeki en belirgin özelliği, dini bir topluluk olmanın ötesine geçerek siyaset, bürokrasi ve ekonomi alanlarında girift ilişkiler ağına sahip güçlü aktörlere dönüşmeleridir. Bu üçgen, hem bu yapıların güçlenmesinin hem de yarattıkları sorunların temelini oluşturur.

Devlet Politikasının Seyri: Yasaklamadan Zımni İttifaka

Türkiye Cumhuriyeti’nin cemaatlere yönelik politikası, doğrusal bir çizgiden ziyade, pragmatik ittifaklar ve tasfiyelerle şekillenen döngüsel bir tarih izlemiştir.

  • Tek Parti Dönemi (1925-1950): 677 sayılı kanunla birlikte katı bir yasaklama, denetim ve baskı politikası uygulanmıştır. Bu dönemde cemaatler yeraltına çekilerek gizli bir şekilde varlıklarını sürdürmüşlerdir.  
  • Demokrat Parti Dönemi (1950-1960): Çok partili hayata geçişle birlikte, DP iktidarı CHP’nin katı laikçi mirasına karşı dini özgürlükleri genişleten bir söylem benimsemiş ve bu durum cemaatlerin yeniden kamusal alanda görünürlük kazanmasına olanak tanımıştır. Bu dönem, devletin cemaatleri siyasi bir müttefik olarak kullanmaya başladığı ilk evre olarak görülebilir.  
  • 1980 Sonrası Dönem: 12 Eylül 1980 darbesini takip eden yıllarda, özellikle “Türk-İslam Sentezi” ideolojisinin devlet politikası haline gelmesi ve Turgut Özal’ın liberal ekonomi politikaları, cemaatlere hem ideolojik hem de ekonomik olarak büyük bir alan açmıştır. Bu dönem, özellikle Menzil gibi devletle uyumlu cemaatlerin hızla büyüdüğü ve güçlendiği bir dönem olmuştur.  
  • AK Parti Dönemi (2002-Günümüz): Bu dönem, devlet-cemaat ilişkilerindeki döngünün en çarpıcı örneğini sunar. AK Parti, iktidarının ilk yıllarında Kemalist bürokratik vesayete karşı Fethullah Gülen Cemaati (FETÖ) ile stratejik bir ittifak kurmuştur. Bu ittifak çerçevesinde devletin emniyet, yargı ve ordu gibi kilit kadroları FETÖ’ye adeta teslim edilmiştir. Ancak FETÖ’nün devlete rakip bir güç haline gelmesi ve 17-25 Aralık 2013 operasyonları ile 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle iktidarı hedef alması üzerine, bu ittifak kanlı bir savaşa dönüşmüştür. Devlet, bu kez FETÖ’yü tasfiye etmek için topyekûn bir mücadele başlatmıştır. FETÖ’nün tasfiyesiyle bürokraside boşalan kadroların, bu kez Menzil, İsmailağa, Süleymancılar gibi diğer cemaatler tarafından doldurulduğuna dair kamuoyunda güçlü iddialar ve kanıtlar bulunmaktadır. Bu tarihsel seyir, devletin bu grupları kendi siyasi hedefleri için araçsallaştırdığını, ancak nihai otoriteyi paylaşmayı asla kabul etmediğini ve bir cemaat devlete rakip olacak güce ulaştığında onu tasfiye etmekten çekinmediğini göstermektedir.  

“Tarikat, Siyaset, Ticaret” Üçgeni: Ekonomik Güç ve Holdingleşme

Gazeteci Uğur Mumcu’nun yıllar önce kavramsallaştırdığı “tarikat, siyaset, ticaret” üçgeni, günümüz cemaat yapılarının işleyişini açıklayan anahtar bir modeldir. Bu yapılar, artık sadece manevi tatmin sunan dini topluluklar değil, aynı zamanda ciddi ekonomik güce sahip holdinglerdir. Ekonomik güçlerinin temelini üye bağışları, zekât, fitre, kurban paraları ve kurdukları ticari işletmelerden elde edilen gelirler oluşturur.  

Bu cemaatler, “din hizmeti”ni bir “marka” gibi sunarak adeta bir “tarikat piyasası” yaratmışlardır. Bu piyasada, daha fazla üye ve kaynak çekebilmek için birbirleriyle rekabet ederler. Eğitim, sağlık, medya, gıda, inşaat gibi pek çok sektörde faaliyet gösteren şirketleriyle devasa bir ekonomik ağ kontrol ederler. Bu ekonomik güç, onlara siyasi bir pazarlık gücü de verir. Seçim dönemlerinde siyasi partilere verdikleri blok oy desteği karşılığında, kamudan ihale alma, kadrolaşma ve kendi faaliyetlerini kolaylaştıracak yasal düzenlemeler gibi taleplerde bulunurlar.  

Kamu Kaynakları ve Özel Gruplar: Sayıştay Raporları ve Protokoller

Cemaatlerin ekonomik gücü sadece kendi ticari faaliyetlerinden değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının kendilerine aktarılmasından da beslenmektedir. Sayıştay’ın her yıl yayımladığı denetim raporları, özellikle AK Partili ve bazı muhalefet belediyelerinin, mülkiyetlerindeki taşınmazları cemaatlerle ilişkili vakıf ve derneklere usulsüz bir şekilde ve bedelsiz olarak tahsis ettiğini veya çok düşük bedellerle kiraladığını ortaya koymaktadır. Mevzuata göre belediyelerin dernek ve vakıflara doğrudan nakdi kaynak aktarması yasak olmasına rağmen, “ortak hizmet projesi” adı altında bu yasağın delindiği ve bu yapılara para aktarıldığı da Sayıştay tarafından tespit edilmiştir.  

Merkezi bütçeden de bu tür vakıf ve derneklere önemli miktarda kaynak aktarılmaktadır. Bir habere göre, sadece 2024 yılının ilk dokuz ayında genel bütçeden bu tür kuruluşlara aktarılan para 24 milyar TL’yi bulmuştur. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi kamu kurumlarının, bu yapılarla “değerler eğitimi”, “manevi danışmanlık” gibi isimler altında protokoller imzalayarak okullarda ve yurtlarda faaliyet göstermelerine olanak tanıması, laik eğitim sisteminin aşındırılması ve kamusal alanın bu gruplara açılması yönünde ciddi eleştirilere neden olmaktadır.  

Devlet İçinde Devlet mi? Bürokrasi ve Kadrolaşma

Cemaatlerin devlet içindeki en tartışmalı faaliyeti, “kadrolaşma” olarak bilinen, kendi üyelerini devletin stratejik kurumlarına (yargı, emniyet, ordu, mülkiye, eğitim) sistematik olarak yerleştirme çabasıdır. Bu stratejinin amacı, devlet içinde bir nüfuz ağı oluşturarak hem cemaatin çıkarlarını korumak hem de uzun vadede devletin ideolojik yönelimini kendi lehlerine dönüştürmektir.

Bu stratejiyi en kapsamlı ve yıkıcı şekilde uygulayan yapı FETÖ olmuştur. TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporu, FETÖ’nün yıllar boyunca sınav sorularını çalarak, şifreli yöntemler kullanarak ve mülakatlarda kendi üyelerini kayırarak devleti bir ağ gibi nasıl sardığını detaylarıyla ortaya koymuştur. Komisyon raporu, bu tür şeffaf olmayan ve liyakati yok sayan yapıların devlet güvenliği için oluşturduğu büyük tehlikeye dikkat çekmiştir. Kamuoyunda ve basında, FETÖ’nün tasfiyesinden sonra boşalan bürokratik kadroların, iktidarla yakın ilişkiler içinde olan başta Menzil Cemaati olmak üzere diğer tarikat ve cemaatler arasında paylaşıldığına dair yaygın iddialar bulunmaktadır. Bu durum, liyakatin yerini sadakatin aldığı, devletin kurumsal yapısının zayıfladığı ve yeni bir “paralel devlet” tehlikesinin devam ettiği yönündeki endişeleri canlı tutmaktadır.  

Bölüm 4: İdeolojik Duruşlar ve Tartışmalı Konular

Cemaat ve tarikatlar, sadece sosyal ve ekonomik aktörler değil, aynı zamanda farklı ideolojik duruşlara sahip yapılardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri olan laiklik ve Atatürk devrimlerine yönelik tavırları, bu gruplar arasında önemli farklılıklar gösterir ve sık sık kamuoyu tartışmalarının merkezinde yer alır.

Devlete Bakış: Uyum, Muhalefet ve Teokratik Özlemler

Türkiye’deki cemaatlerin laik devlete bakışı tek tip değildir. Bu yaklaşımlar, pragmatik uyumdan, mesafeli duruşa ve örtülü teokratik özlemlere kadar geniş bir yelpazede değişir.

  • Pragmatik ve Uyumlu Yapılar: Menzil Cemaati gibi bazı gruplar, devletle doğrudan bir ideolojik çatışmaya girmekten kaçınır ve mevcut iktidarla uyumlu bir ilişki kurarak kendi varlıklarını ve çıkarlarını güvence altına alma stratejisi izler. Liderlerinin “Devlet devletliğini yapsın, cemaat de cemaatliğini” gibi söylemleri, bu pragmatik yaklaşımı yansıtır. Bu tür yapılar için laiklik, kendi faaliyet alanlarına müdahale edilmediği sürece tolere edilebilir bir ilkedir.  
  • Mesafeli ve Eleştirel Yapılar: Süleymancılar, faaliyetlerini yasal çerçevede yürüttüklerini ve rejim aleyhtarı olmadıklarını iddia etseler de, devletin laik yapısına ve özellikle Kemalist laiklik anlayışına karşı tarihsel olarak eleştirel ve mesafeli bir duruş sergilemişlerdir. Onlar için devletle ilişki, bir zorunluluk ve kendi eğitim faaliyetlerini sürdürebilmek için bir araçtır.  
  • Şeriat Temelli ve Muhalif Yapılar: İsmailağa Cemaati gibi daha gelenekçi ve katı yapılar, nihai hedeflerinin şeriat kurallarına dayalı bir toplumsal yaşam olduğunu açıkça ifade ederler. Bu durum, laik devlet yapısıyla temel bir çelişki barındırır. Ancak bu tür gruplar genellikle devletle doğrudan bir çatışmaya girmek yerine, kendi mahallelerinde (Fatih-Çarşamba örneği gibi) kapalı bir yaşam alanı oluşturarak kendi kurallarını uygulama yoluna giderler. Onların devlete bakışı, bir “zorunlu tahammül” ilişkisi olarak tanımlanabilir.  

Atatürk ve Cumhuriyet’e Bakış: Ticanilerden Günümüze

Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik tavır, cemaatlerin ideolojik konumlarını anlamak için önemli bir turnusol kâğıdıdır. Tarihsel olarak bu konuda en net ve radikal tavrı, 1950’li yıllarda ortaya çıkan Ticani tarikatı sergilemiştir. Ticaniler, heykelleri “put” olarak gördükleri için sistematik bir şekilde Atatürk büst ve heykellerine saldırmışlardır. Bu eylemler, dönemin Demokrat Parti iktidarını, 25 Temmuz 1951’de 5816 sayılı “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun”u çıkarmaya itmiştir. Bu kanun, Atatürk’ün hatırasına hakareti ve heykellerine saldırıyı özel bir suç olarak tanımlamış ve Ticani tarikatının faaliyetlerini büyük ölçüde sonlandırmıştır.  

Günümüzdeki büyük ve etkili cemaatler, Ticanilerin yaşadığı sert devlet tepkisinden ders çıkarmış görünmektedir. Bu nedenle, Atatürk ve Cumhuriyet’in 29 Ekim veya 10 Kasım gibi sembolik günlerine karşı açıkça hasmane bir tutum sergilemekten kaçınırlar. Ancak yayın organlarında (televizyon, dergi vb.) bu milli günlere ya hiç yer vermezler ya da son derece sınırlı bir şekilde değinirler. Bu durum, “stratejik bir belirsizlik” veya “hesaplanmış bir sessizlik” olarak yorumlanabilir. Bu yapılar, kendi tabanlarına yönelik olarak temel ideolojilerini korurken, devletin kırmızı çizgisi olan Atatürk’e doğrudan saldırmayarak, kendilerine yönelik olası bir baskı ve tasfiye operasyonundan kaçınmayı hedeflerler. Bu incelikli strateji, Ticaniler gibi marjinalleşen gruplarla, devlet içinde nüfuz kazanabilen modern cemaatler arasındaki temel farklardan birini oluşturur.  

Meclis Gündemindeki Cemaatler: Araştırma Komisyonları ve Raporlar

Cemaat ve tarikatların faaliyetleri, özellikle büyük toplumsal travmalara veya skandallara yol açtıklarında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) de gündemine gelmiştir. Bu olayları araştırmak üzere kurulan Meclis komisyonları ve hazırladıkları raporlar, bu yapıların işleyişi ve devletle ilişkileri hakkında önemli veriler sunmaktadır.

  • FETÖ Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu: 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından kurulan komisyon, FETÖ’nün nasıl bir “paralel devlet” yapısı kurduğunu, bürokrasiye nasıl sızdığını ve dini bir cemaat görünümü altında nasıl bir terör örgütüne dönüştüğünü detaylı bir şekilde belgelemiştir. Komisyon raporu, resmi din eğitiminin bıraktığı boşlukları cemaatlerin doldurduğunu, bu yapıların şeffaf olmamasının ve denetlenmemesinin büyük bir ulusal güvenlik riski oluşturduğunu vurgulamıştır.  
  • Hiranur Vakfı İstismar Olayı Komisyonu: İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki bir kız çocuğunun “evlilik” adı altında yıllarca cinsel istismara uğradığının ortaya çıkması üzerine, TBMM’de tüm partilerin katılımıyla bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonun kurulması, cemaatlerin kapalı yapılarının ne tür suçlara zemin hazırlayabildiğinin siyasi düzeyde de kabul edildiğini göstermesi açısından önemlidir.  
  • Aladağ Yurt Yangını Komisyonu: 2016 yılında Adana’nın Aladağ ilçesinde, Süleymancılara ait bir kız öğrenci yurdunda çıkan ve 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği yangın sonrası da bir Meclis araştırma komisyonu kurulmuştur. Komisyon raporuna HDP’nin düştüğü muhalefet şerhinde, devlet yurtlarının yetersizliği nedeniyle yoksul ailelerin çocuklarını cemaat yurtlarına göndermek zorunda kaldığı, bu yurtların denetimsiz olduğu ve çocukların buralarda angaryaya maruz bırakıldığı gibi ciddi tespitlere yer verilmiştir.  

Bu komisyonlar, farklı cemaatlerin yol açtığı farklı sorunları (devleti ele geçirme, cinsel istismar, ihmal ve denetimsizlik) ortaya koymakta ve bu yapıların yasal bir zemine oturtulup şeffaf bir şekilde denetlenmesi gerekliliğini gözler önüne sermektedir.

Sonuç ve Değerlendirme: Türkiye’nin Geleceğinde Cemaatlerin Rolü

Temel Bulguların Sentezi

Bu raporun ortaya koyduğu analizler, Türkiye’deki cemaat ve tarikatların çok katmanlı ve karmaşık bir olgu olduğunu göstermektedir. 677 sayılı kanunla getirilen yasal yasağa ve belirsiz hukuki statülerine rağmen bu yapılar, Türkiye’nin sosyal, siyasi ve ekonomik hayatına derinlemesine nüfuz etmiş güçlü aktörlerdir. Tarihsel kökenleri tasavvufun manevi dünyasına dayansa da, günümüzdeki pek çok etkili cemaat, dini söylemi siyasi ve ekonomik hedefler için kullanan, holdingleşmiş ve uluslararası ağlara sahip yapılara dönüşmüştür.

Devletle kurdukları ilişki, dönemin siyasi koşullarına göre şekillenen, yasaklama, zımni ittifak ve tasfiye döngüleriyle ilerleyen pragmatik bir nitelik taşımaktadır. Halkın bu yapılara bakışı ise bir paradoks içermektedir: Toplumun büyük çoğunluğu kendini dindar olarak tanımlarken, aynı zamanda bu organize dini gruplara karşı derin bir güvensizlik duymakta ve devlet tarafından denetlenmeleri gerektiğini düşünmektedir. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi, bu güvensizliği pekiştiren ve şeffaf olmayan, denetimsiz yapıların ulusal güvenlik için ne denli büyük bir tehdit oluşturabileceğini gösteren bir milat olmuştur.

Geleceğe Dair Perspektifler

Mevcut fiili durumun, yani yasal olarak yasaklanmış ancak pratikte her alanda faaliyet gösteren bu yapıların kontrolsüz varlığının devam etmesi, Türkiye’nin geleceği açısından önemli riskler barındırmaktadır. Bu risklerin başında, FETÖ’nün tasfiyesiyle boşalan alanın yeni bir cemaat tarafından doldurulması ve gelecekte benzer bir “paralel devlet” krizinin yaşanması gelmektedir. Ayrıca, bu yapıların siyasallaşması ve kamplaşması, toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte; kamuda liyakatin yerini cemaat sadakatinin alması ise devletin kurumsal kapasitesini aşındırmaktadır. Gelecekte bu yapıların toplumdaki rolünü belirleyecek en kritik faktörler; şeffaflık, hukuki denetim ve hesap verebilirlik olacaktır.

Toplumsal Uzlaşı İçin Öneriler

Türkiye’nin cemaat ve tarikatlar meselesinde bir yol ayrımında olduğu açıktır. Bu soruna yaklaşımda iki temel hata tuzağından kaçınılmalıdır: Birincisi, bu yapıları tamamen görmezden gelerek kontrolsüz ve yeraltında büyümelerine göz yummak; ikincisi ise katı bir yasakçılıkla hepsini yeraltına iterek daha da radikalleşmelerine ve denetim dışı kalmalarına neden olmaktır.

Çözüm, 677 sayılı kanunun yarattığı yasal boşluk ile günümüzün sosyal gerçekliği arasındaki çelişkiyi giderecek, akılcı ve hukuka dayalı yeni bir yasal çerçeve oluşturmaktan geçmektedir. Bu çerçeve, Anayasa’nın temel direği olan laiklik ilkesini ve devletin tekelindeki kamusal hizmetlerin (eğitim, güvenlik vb.) devredilmezliğini tartışmasız bir şekilde korumalıdır. Aynı zamanda, Anayasa ile güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğü ile örgütlenme özgürlüğünü de dikkate almalıdır.

Bu bağlamda, dini bir motivasyonla bir araya gelen toplulukların, eğer sivil toplum kuruluşu (dernek, vakıf vb.) statüsünde faaliyet göstereceklerse, diğer tüm STK’lar gibi şeffaf bir yapıya kavuşturulmaları elzemdir. Faaliyetleri, özellikle de mali kaynakları (bağışlar, ticari gelirler) ve harcamaları, düzenli ve etkin bir şekilde devletin yetkili organları (Sayıştay, İçişleri Bakanlığı vb.) tarafından denetlenmelidir. Eğitim alanındaki faaliyetleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı ve denetimi dışında olmamalıdır. Amaç, bu yapıları yok saymak veya yeraltına itmek değil, onları hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir bir zemine çekmektir. Ancak bu şekilde, cemaatlerin topluma potansiyel olarak sunabileceği sosyal dayanışma gibi olumlu işlevler ile devleti ele geçirme, toplumu kutuplaştırma ve bireysel özgürlükleri kısıtlama gibi olumsuz potansiyelleri arasında bir denge kurulabilir ve Türkiye, bu tarihsel sorununu demokratik bir uzlaşıyla çözme yolunda bir adım atabilir.

Kaynaklar

https://10haber.net/gundem/turkiyede-dindarlik-algisi-arastirmasi-cemaat-ve-tarikatlara-guven-yok-287730/
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/105972/yokAcikBilim_10093297.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/205788/yokAcikBilim_10147130.pdf?sequence=-1
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/206569/yokAcikBilim_10016088.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/564569/yokAcikBilim_161346.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/565480/yokAcikBilim_10214756.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/69703/yokAcikBilim_10104911.pdf?sequence=-1&isAllowed=y
https://acikerisim.aksaray.edu.tr/server/api/core/bitstreams/c849e4a1-75b8-4c34-bed0-8115a5911fbd/content
https://anlatilaninotesi.com.tr/20170623/halk-tarikat-ve-cemaatlerden-uzaklasti-1029020267.html
https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/naksibendilik
https://aposto.com/c/ogrenim-krizi
https://arsivdosya.rtuk.gov.tr/assets/Galeri/Haberler/kulturel-degerlerin-tanitiminda-medyanin-rolu-ozbekistan-ornegi.pdf
https://artigercek.com/guncel/menzilin-anatomisi-siyaset-ticaret-ve-saglik-257622h
https://atam.gov.tr/wp-content/uploads/2023/10/TURKIYE-CUMHURIYETI-TARIHI-2a.pdf
https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/alibolat/116022/555656.pdf
https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/muammer.cengiz/139327/Cymhuriyet%20T%C3%BCrkiyesinde%20Tarikatlar.pdf
https://belleten.gov.tr/tam-metin/295/tur
https://books.google.com/books/about/S%C4%B0YASAL_%C4%B0SLAM_IN_%C4%B0ST%C4%B0SMAR_A%C4%9EINDA_YO.html?id=S0IEEQAAQBAJ
https://core.ac.uk/download/pdf/35314750.pdf
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1257404
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1684483
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2248247
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3666494
https://dergipark.org.tr/en/pub/disar/issue/73103/1168621
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1019397
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1131654
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1609501
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/230107
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2581180
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3009527
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3439698
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/378780
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4210183
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4422482
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4439081
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/470221
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/470959
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/583753
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/707053
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/761137
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/85684
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/86003
https://dergipark.org.tr/tr/download/issue-file/15530
https://dergipark.org.tr/tr/pub/diclesosbed/issue/80371/1264837
https://dergipark.org.tr/tr/pub/kosbed/issue/58648/785551
https://dergipark.org.tr/tr/pub/tudear/issue/51238/667040
https://dumlupinargazetesi.com/haber/15743807/menzil-tarikatinin-yeni-lideri-muhammed-saki-erol-kimdir-iste-erolun-hayati
https://eksiseyler.com/turkiyedeki-tarikat-ve-cemaatler-listesi
https://en.wikipedia.org/wiki/Menzil_Community
https://en.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCleymanc%C4%B1lar
https://en.wikipedia.org/wiki/%C4%B0smaila%C4%9Fa
https://ercanyldrm.com/devlet-ile-tarikat-ve-cemaatler-arasindaki-zor-riza-sevgi-nefret-iliskisi/
https://erolgoka.net/manevi-topluluklar-ve-psikolojik-saglik-2/
https://haber.sol.org.tr/haber/eskisehirde-bir-menzilci-yerlesimi-buhara-koyu-392762
https://haber.sol.org.tr/haber/menzilde-miras-kavgasi-bitmiyor-tarikatlar-artik-ulkenin-en-buyuk-holdingleridir-395743
https://haber.sol.org.tr/haber/tarikat-anketinden-beklenen-sonuc-kapatilsinlar-16529
https://hayatibice.net/?p=841
https://hemhal.org/turkiyede-dindarlik-ve-dini-kurumlara-guven-azaliyor/
https://hukukbook.com/tekke-zaviyelerin-kapatilmasi-kanunu/
https://hyd.org.tr/attachments/article/807/rapor-diyanet-isleri-baskanligi-nin-gizli-tarikat-raporu-3-suleymancilar-icin-istihbarat-uyarisi.pdf
https://hyd.org.tr/attachments/article/809/rapor-diyanet-isleri-baskanligi-ndan-gizli-tarikat-raporu-1-devlet-eliyle-buyuduler.pdf
https://ilke.org.tr/images/yayin/din_egitimi_rapor.pdf
https://ismailagadernegi.org.tr/
https://islamansiklopedisi.org.tr/bahaeddin-naksibend
https://islamansiklopedisi.org.tr/naksibendiyye
https://isamveri.org/pdfdrg/D00064/2017_3/2017_3_EFEA.pdf
https://isamveri.org/pdfdrg/D01673/1998_3/1998_3_SARIKAYAMS.pdf
https://isamveri.org/pdfdrg/D02637/2004_2/2004_2_KIRMANMA.pdf
https://isamveri.org/pdfdrg/D02703/2006_6/2006_6_KIRMANMA.pdf
https://isamveri.org/pdfdrg/D03402/2015_17/2015_17_AKARSUA.pdf
https://istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=18514&Desc=Anayasa-ve-677-Say%C4%B1l%C4%B1-Yasa-Y%C3%BCr%C3%BCrl%C3%BCktedir!
https://johschool.com/sayi/3ffc08d6-a22e-4d68-9b46-48b7d547fb6c.pdf
https://kitalararasi.com/2018/02/akp-ve-cemaat-ahmet-kuru/
https://konda.com.tr/uploads/bay-rapor-son-5a95b7b58709fb32177f0e2df9bde1bfe265382bf340e7cf99b0d32aac9f981e.pdf
https://kriterdergi.com/dosya-4-yilinda-15-temmuz/ticanilerden-fetoye-chp-siyasetinin-seyir-defteri
https://ktpmakale.isam.org.tr/detayilhmklzt.php?navdil=..tr&midno=189181875&Dergivalkod=2432
https://ktpmakale.isam.org.tr/detayilhmklzt.php?navdil=……ar&midno=189181875&Dergivalkod=2432
https://kulisinbaskenti.com/son-dakika-haberleri/menzil-cemaatinde-gerilim-buyuyor/
https://laiklikmeclisi.org/detay/buyuk-tehlikeye-karsi-ulkenin-ilerici-birikimi-ayaga-kalkmali-ve-saflari-siklastirmalidir
https://m.youtube.com/watch?v=kbHglQFrYtY&pp=ygUPI8WfZWhpbsWfYWhvbGF5
https://medyascope.tv/2016/11/30/suleymancilik-nedir-ne-degildir/
https://medyascope.tv/2023/08/01/tarikatlar-dine-donebilir-mi-menzil-ornegi/
https://medyascope.tv/2024/05/20/menzilde-kardes-kavgasi-buyuk-ogul-saki-erol-babamizin-mirasini-paylastik-ancak-vakif-mallarinda-ihtilaf-var/
https://medyascope.tv/2024/09/13/medyascope-egitim-dosyasini-aciyor-5-tarikat-ve-cemaatler/
https://medyascope.tv/2024/10/21/cemaat-ve-tarikatlarla-turkiye-fethullahcilarin-yerini-kim-aldi/
https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/47068.pdf
https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/53797.pdf
https://odakdergisi2.com/egitim-sistemi-yurek-sizlatiyor-iii-tarikat-ve-cemaatlerin-egitim-orgutlenmesi/
https://onedio.com/haber/bilmediginiz-tum-gercekleriyle-turkiye-tarikatlari-ve-liderleri-turkiye-de-kac-tane-tarikat-var-1161029
https://onedio.com/haber/cenazeye-thy-ek-sefer-koydu-gundemdeki-menzil-tarikati-nin-ekonomik-boyutu-holdinglere-meydan-okudu-1160261
https://onedio.com/haber/istismarlar-suikastler-siyasi-iliskiler-ismailaga-cemaati-hakkinda-neler-biliniyor-1077754
https://onedio.com/haber/pek-cok-tartismaya-neden-oluyorlar-tarikatlarin-kokeni-ve-turkiye-deki-tarikat-ve-cemaatler-1078616
https://openaccess.izu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12436/6475/866727.pdf?sequence=1&isAllowed=y
https://openaccess.izu.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12436/3756
https://perspektif.eu/2021/06/01/iki-toplumsal-etken-din-ve-devlet-siyasal-islam-kavrami-uzerine-dusunceler/
https://politikaakademisi.org/2024/03/25/turkiyedeki-islami-cemaat-ve-gruplarin-2024-yerel-secimlerinde-oy-verme-egilimleri-uzerine-ongorusel-bir-analiz/
https://raporbulteni.com/konda-turkiye-100-kisi-olsaydi/
https://referenceworks.brill.com/display/entries/YMEO/COM-162023TUR.xml
https://rusencakir.com/Fethullahcilarin-yerini-Menzil-mi-aldi/7196
https://sahipkiran.org/2016/08/24/devlet-cemaat-iliskisi/
https://semerkant-bk.mfa.gov.tr/Mission/Announcements
https://serbestiyet.com/roportaj/roportaj-cumhurbaskani-kendisini-muhatap-aldigi-icin-menzilde-ana-govdeyi-saki-erol-olusturacaktir-137503/
https://t24.com.tr/haber/ismail-saymaz-gavs-in-koleleri-devletin-yeni-efendileridir-artik,908349
https://t24.com.tr/haber/menzil-cemaati-kokeni-yapisi-siyasetle-iliskisi-ekonomik-faaliyetleri,1119870
https://tesam.org.tr/wp-content/uploads/2019/01/GU%CC%88LBEYAZ-KARAKUS%CC%A7.pdf
https://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk_Aleyhine_%C4%B0%C5%9Flenen_Su%C3%A7lar_Hakk%C4%B1nda_Kanun
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cemaat
https://tr.wikipedia.org/wiki/Menzil_Cemaati
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nur_Cemaati
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCleymanc%C4%B1lar
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tekke,_zaviye_ve_t%C3%BCrbelerin_kapat%C4%B1lmas%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_din
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0skenderpa%C5%9Fa_Cemaati
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0smaila%C4%9Fa_Cemaati
https://tr.wikiquote.org/wiki/Nur_Cemaati
https://turkiyeraporu.com/
https://turkiyeraporu.com/arastirma/author/cselcuki/
https://turkiyeraporu.com/arastirma/tarikat-ve-cemaatlerin-gelecegine-bakis-1905/
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/fetonun-darbe-girisimini-arastirma-komisyonu-raporu-aciklandi/826662
https://www.add.org.tr/wp-content/uploads/2022/06/Tarikatlar-Kapatilmisti-677-Sayili-Devrim-Kanunu.pdf
https://www.alevibektasi.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=788:677saylyasa&catid=35:makale
https://www.ayu.edu.tr/mypanel/_app/upload/yayin/dosya/3644a684f98ea8fe223c713b77189a77.pdf
https://www.balioglu.net/rapor/belediye-tarafindan-vakiflara-duzenli-olarak-nakdi-kaynak-aktariminda-bulunulmasi
https://www.birgun.net/haber/chpnin-adayi-menzil-hayrani-cikti-507492
https://www.birgun.net/makale/tarikat-kadrolasmalarinin-sifreleri-518365
https://www.byv.org.tr/wp-content/uploads/2013/05/K%C3%BCresellesmeSurecindeTurkiyedeIslam.pdf
https://www.democraticprogress.org/wp-content/uploads/2019/09/DPI-Ferda-Balancar-Report-4.pdf
https://www.diyanetsen.org.tr/diyanet-isleri-baskanligi-calisanlarinin-katildigi-bir-anketin-sonuclariyla-analizi
https://www.dogankitap.com.tr/files/kitaplar/dosya/onizm-menzil-saygiozturk-s15.pdf
https://www.dw.com/tr/tantan-cemaatler-ve-tarikatlar-tasfiye-edilmeli/a-60393260
https://www.dw.com/tr/tepkilerin-oda%C4%9F%C4%B1ndaki-cemaat-i%CC%87smaila%C4%9Fa/a-64013991
https://www.evrensel.net/haber/518130/sirtini-ticarete-ve-devlete-dayayan-bir-somuru-agi-menzil-tarikati
https://www.gazeteduvar.com.tr/tarikatta-istismari-arastirmak-icin-kurulan-tbmm-komisyonunun-uyeleri-secildi-haber-1598239
https://www.haberturk.com/gundem/haber/641873-turkiyenin-en-buyuk-cemaati-hangisi
https://www.haberturk.com/tubitak-ansiklopedi/naksibendilik-nedir
https://www.hdp.org.tr/tr/aladag-yurt-yangini-ile-ilgili-meclis-arastirma-komisyonu-raporuna-muhalefet-serhimiz/10719
https://www.iikv.org/i/4346-nur-cemaati-lideri-kimdir-ve-nurcularin-seyhi-var-midir
https://www.ilhamiyyat.com/5-2/
https://www.indyturk.com/node/82461/haber/din-adamlar%C4%B1na-g%C3%BCven-azald%C4%B1-iddias%C4%B1-din-bilginlerini-ikiye-b%C3%B6ld%C3%BC
https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/sayistay-raporundaki-rakamlarin-yanlis-aktarimina-iliskin-aciklama
https://www.kayihanyayinlari.com/osmanli-dan-gunumuze-mezhep-ve-tarikatlar-9786257444972
https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/tekke-ve-zaviyelerle-turbelerin-seddine-ve-turbedarliklar-ile-birtakim-unvanlarin-men-ve-ilgasina
https://www.marksistteori6.org/46-sinif-pusulasi/sayi-7-mayis-haziran-2000/496-siyasal-islamin-gelisimi-ve-guncel-durumu.html
https://www.mepanews.com/menzil-seyhi-erol-keske-laiklik-olsaydi-30683h.htm
https://www.mevzuatdergisi.com/2004/11a/02.htm
https://www.perspektif.online/tarikat-ve-cemaatlerin-islami-mesruiyet-sorunu/
https://www.politikyol.com/sayistay-raporu-belediyelerin-kaynaklari-dernek-ve-vakiflara-akti
https://www.politikyol.com/tarikat-piyasalari
https://www.researchgate.net/publication/285016777_Dini_gruplarin_hafiza_zinciri_olarak_vaazin_aracsalligi_Kotku_ve_Gulen_ornegi
https://www.researchgate.net/publication/347981450_Modern_Turkiye’de_Islami_Cemaatlerin_Kimlik_Bunalimi
https://www.researchgate.net/publication/364467182_Universite_Ogrencilerinin_Akademik_Basarisina_Etki_Eden_Faktorlerin_Cok_Degiskenli_Uyarlanabilir_Regresyon_Zincirleri_MARS_Yontemi_ile_Belirlenmesi
https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/130720239
https://www.sayistay.gov.tr/reports/download/X6QLAE4Yyp-vakiflar-genel-mudurlugu
https://www.sayistay.gov.tr/reports/download/bmg0q7AQ0O-vakiflar-genel-mudurlugu
https://www.siirt.edu.tr/dosya/personel/2017219224726158.docx
https://www.teoridergisi.com/makale/cizvitlerden-nurculara-turkiyede-tarikat-cemaat-okul-ve-yurtlari
https://www.ua.gov.tr/media/pechemsr/20_ray-mon-sonuc-raporu-min.pdf
https://www.wikiwand.com/tr/articles/Nur_cemaati
https://www.youtube.com/channel/UCy4NY-cswicIclx2XKqe5Kg/about
https://www.youtube.com/watch?v=0W4blXyYYr0
https://www.youtube.com/watch?v=1HyUN5K3hkA
https://www.youtube.com/watch?v=8MnsiKQP5fI
https://www.youtube.com/watch?v=9C9ff9v-tMg
https://www.youtube.com/watch?v=9ejEeSDDja4
https://www.youtube.com/watch?v=BVGs-korQEI
https://www.youtube.com/watch?v=DdNcuY-6B94
https://www.youtube.com/watch?v=KGh83w7CYl8&pp=0gcJCf0Ao7VqN5tD
https://www.youtube.com/watch?v=NsAmI-mGkcI
https://www.youtube.com/watch?v=Q69enXs2wd8
https://www.youtube.com/watch?v=amooad_YEfI
https://www.youtube.com/watch?v=eRVlqNpa-q4
https://www.youtube.com/watch?v=iA2i6l8A23E
https://www.youtube.com/watch?v=kbHglQFrYtY
https://www.youtube.com/watch?v=mHSCYSR-S1c
https://www.youtube.com/watch?v=nfETK_DwIKA
https://www.youtube.com/watch?v=olx1kpeeEoU
https://www.youtube.com/watch?v=pQPxPFeD1KY
https://www.youtube.com/watch?v=pktO5E5SJv0
https://www.youtube.com/watch?v=q5aOtLYrV54
https://www.youtube.com/watch?v=w3-osxObNn0
https://www.youtube.com/watch?v=xtBZsXv3vmU
https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/ab_komisyonu_web.birlesim_baslangic_ab2?P4=20499&P5=B&page1=74&page2=74
https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/meclis_arastirma_onergeleri.uyenin_ilk_imzali_onergeleri?donem_kodu=26&p_sicil=6857
https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/meclis_arastirma_onergeleri.uyenin_onergeleri?donem_kodu=27&p_sicil=7685
https://yayin.diyanet.gov.tr/File/Download?path=4063_1.pdf&id=4063
https://yaziportal.org/2022/01/18/cemaat-tarikat-farki-cemaatler-kapatilsin-mi/

Hisseler:
Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir